Umay Yılmaz Kutay
İçimdeki Rastlaşmalar
EMAILINstagram

Aydınlanan Hikayeler -I-

Şimdi bu şekilde düşününce yaşamın bu gerçek şeyleri çok küçük, benim içim çok büyük gibi hissediyorum.

 

Rüzgar ağaçların arasından arkama dokunup ilgimi çekmeye çalıştı. Öyle güzel dokundu ki, onunla kucaklaşmak için sırtımı güneş turuncusuna döndüm. Yüzüm dağlardan gelen rüzgarla öpüşürken, gördüğüm güzel uyum içerisinde, bir bütün olabilmiştim.

 

Ayaklarım çıplak, topraktayım. Hep renksiz kalan o toprak bu kez turuncuyla dolup yüceliyor.

Solumda Dolunay ve bulutlar, karşımda rüzgar ve koca ağaçlar. Sık yapraklı, ağır dallarının dansını izlerken topraktan aldığı gücü ve rüzgarın ona dokunduğunu görebiliyordum. Doğanın ruhu bu birliktelikle aydınlanıyordu.

 

Ressam adamın kendini ışıkta ve müzikte kaybedişini görüyorum; ayni frekansta değiliz ama özgürlüğü ve hareketliliği beni etkiliyor. Güçlü ağaçların yanında, toprağın üzerinde süzülen ayaklarıyla naif bir hali var.

Bir ara gidiyor.

Geri geldiğinde göz gözeyiz.

Rüzgarın geldiği yönden, gülümseyerek ama seviyeli bir gelişi var. Gözünden sevgi fışkıracak!

Ve teşekkür. 

Bir süre aramızda biraz mesafe tutarak, gözlerimizi bir açıp bir kapatarak dans etmeye devam ediyoruz. Müziğin kulaklarımdan kaybolduğunu fark ediyorum; bu dansımız müziğe değil. Bulunduğumuz o anın içine doğru kısıtlı ve anlamlı olan herşeyi saldığımız özgürlük hissine, ayni ritimde ayak uyduruyoruz.

Benzer bir sevinçle verdiği enerjiyi alıp, cevap olarak ona daha büyüğünü vermeye çalıştığımı hatırlıyorum. 

Bu çabada her nefesimde kalbime yıldızlar gönderiyorum. Aydınlık bir his derinleşirken insan kendi içine de taşan bir nehir gibi dökülüveriyor. Dünya üzerindeki tüm kötülüklerden uzakta olduğumuz tek bir nefes ve birkaç dakikada, içimde yeni bir habitat, yeni bir bitki örtüsü ve kendi müziği olan bir dünya açılıyor. Coşku denen duyguyu yaşıyorum.

Ressamın benden daha yorgun ve yaşlı olduğunu hiç konuşmadan biliyorum. Yıllar öncesinde onu şehrin eski ve yıkık duvarlarından birine resim yaparken izlemiştim -ressam olduğunu bundan biliyorum–. Yıkılan şehire yeni anlamlar bırakmakla uğraşmasının onu yoracağını çoktan deneyimlemiştim. Doğduğumdan beri bu şehirde yaşıyorum. 

Ressam, ışığı bugün sönmüş olsa da, hala var olduğunu anımsatırcasına; pop! Gözünü açtığında içimi görebiliyordu. Bunu karşınızdaki insanın göz bebeklerinden başlayan bir uzay yolu gibi görebilirsiniz. O titreşimde zaman daha farklı bir ritimde, ileriye değil genişlemeye doğru hareket eder. Mekanın gözlerimden kaybolduğunu fark ediyorum; bu son buluşmamız değil.

Yeni habitatım nefesimle birleşip gözümden ve ağzımdan, karşıma ve etrafa saçılıyor.

Sonunda uzun zaman önce bulduğum ilahi aşk’ın içimde olduğundan eminim. 

Gene dolunayda ortaya çıkıyor. Bir süredir hep dolunaylarda onu bulabiliyorum; içim ışık dolu.

Yeni sayımızdan haberdar olmak için kaydolun.
Thank you! Your submission has been received!
Oops! Something went wrong while submitting the form.

YAZILAR

03-Eylül '23

03-Eylül '23

03-Eylül '23