Zor zamanlardan geçiyoruz. Bizleri karamsarlığa kaptıran birçok şey duyuyor, görüyor, tanık oluyoruz. Bazıları içinde umut kırıntıları taşıyor, bazıları ise görülecek bir ışık içermekten yoksun. Ancak, yine biliyoruz ki, yaşam olduğu sürece umut var ve hep olacak. Küresel ısınma bir realite ve insanlık olarak yaşam tarzımız bizlere pek güzel bir resim göstermese de, dünyanın birçok yerinde, birbirlerini tanıyan/tanımayan birçok kişi bu konuyu ciddi bir şekilde düşünmekten çok daha öteye geçip küresel bir şekilde bu konuyu nasıl çözebiliriz sorusuna yönelik somut öneriler sunmak için çaba gösteriyor.
Ancak, yine de zor zamanlardan geçmiyor değiliz. Düşünmek, konuşmak, tartışmak her zaman olduğu gibi bugün de son derece önemli. Bir yanımızda savaşlar, diğer yanda popülist sağın yükselişi, küresel ısınma, ekonomik krizler, alım gücünün azalması darken, diğer yandan ChatGPT sayesinde kendimizi bir anda yapay zekâ tartışmaları içinde bulmuş durumdayız. Yapay zekâ iyi midir? Dünyayı değiştirecek (iyi veya kötü) bir potansiyele sahip mi? Cevap vermekten çok sorulara yönelmenin, mevcut durumu anlamak açısından ne kadar önemli olduğunu herkes biliyor.
Türkçede “kesme işareti” anlamına gelen apostrof sözcüğü burada daha bir önem kazanıyor kanımca. Apostrof bizlere yaşadığımız dünyada her şeyin birbiri ile bağlantılı ama aynı zamandan kesintilerle gerçekleştiğini hatırlatan bir sözcük. İçinde yaşadığımız sorunlara çözümler ararken, umut veren etkinlikleri yapabilmek için çaba sarf ederken, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini hatırlamak, “kesme işareti” ile onları bazen birbirlerinden ayırmak, bazense birleştirerek bir bütünün parçaları olduğunu unutmadan, günümüz konularına dair belli açılardan bakmaya çalışacağım ilerleyen sayılarda. Bazen teorik konular, soru(n)lardan, dilim döndüğünce bahsetmeye çalışacağım, bazense gündelik konulara dair algılarımı anlatmaya,açıklamaya, sorgulamaya yöneleceğim.
İleriki yazılarda bahsetmek istediğim bir konuya dair birkaç soru sorarak noktalamak istiyorum “başlarken” yazısını: Yapay zekanın hayatlarımıza yakın, orta ve uzun gelecekte ne gibi etkilerde bulunacağına dair kimse net bir şey söyleyemiyor. Lakin, belirmeye başlayan en önemli unsurlardan bir tanesi gündelik yaşamlarımızın radikal bir şekilde değişeceği. Yemek yemek, içmek ve diğer fiziksel ihtiyaçlar dışında her şeyin sanal dünyada olacağı bir dünyada yapay zekâ ne demek? Maddi dünya ile sanal dünya arasında herhangi bir fark mı? Yoksa, Matrix filminde olduğu gibi bir simülasyon içinde mi yaşıyoruz? Bu ve bunun gibi soruların yanında, sanat yapıtları ve onların bizlere ne(ler) düşündürdüğü üzerine de kendimce sorular sormaya, yazı ile düşünmeye çalışacağım bu satırlarda.
Herkese merhaba!