Yeni bir sayfa ve farklı konularda düşüncelerimi paylaşacağım bir alan var karşımda… Önceden belirtmeliyim ki bu sayfa için davet aldığımda benden caz müziği konusunda yazmam istenmiş, ben de kabul etmiştim. Cazı severim, hatta iyi olan her müzik türü benim için vazgeçilmezdir. Bu konudaki farklı düşüncelerimi paylaşmaya başlarken aynı konulara farklı perspektif ve kişilikler üzerinden de bakmak istediğimi şimdiden söyleyebilirim. Herhangi bir yanlış algıya neden olmamak için bu konularda hiçbir formal eğitim veya uzmanlığımın olmadığını da önceden belirtmek isterim. Sevdiğim ve yaşam boyu beni tinsel olarak besleyen, geliştiren bir alan olarak her zaman müzikle iç içe oldum. 1992 yılında Kanada’dan Kıbrıs’a dönüş yaptığım dönemde sevdiğim müzikleri buradaki radyolarda dinleyemediğim için bu işe kendim girişip bu müzikleri dinleyicilerimle paylaşmaya başladım. İlk programım bir caz programıydı; sonradan blues, folk ve alternatif müziklerle bu yelpazeyi genişlettim. Alternatif derken bu alana ne tür müzikleri kattığımı da sırası geldikçe açmaya çalışacağım.
Zeki Ali’nin caz programcısı ve sunucusu olarak bilinmesi güzel bir şey olsa da, elli yılı aşkın bir süre şiir ve edebiyat emekçisi olarak bu konularada değinmem elbette kaçınılmazdır. Bu sayfalarda böylesi bir özgürlüğe yer verileceğini biliyorum ve mutluyum. Şiir ve müziğin, hatta belki farklı alanların beni içine çektiği sokaklarda gezinirken aklımı çelen ya da belleğimde su yüzüne çıkan düşünceleri de paylaşmaya çalışacağım. Nasıl ki kendi birikimlerimi sistematik olarak değil, düzensiz ve kendi beğenilerine göre edinmişsem, yazarken de kendimi o özgür alana salmak, beni savuran rüzgarları duyumsatmak istiyorum. Aslında yeniden vurgulamak istediğim akademik anlamda bir uzmanlığımın olmadığıdır. Öğrenciliğim serbest alanlarda hala devam ediyor, internetin kolaylıklarıyla her türlü müziği araştırmaya ve arşivimi genişletmeye devam ediyorum.
Bu arada şiirle müziği bir arada bulduğum bir alan var ki burada söz etmeden duramayacağım. Caz benim için müzikte özgürlüğü simgeler; caz alanındaki müzisyenlere baktığımızda yalnızca müzikleriyle değil, yaşam tarzları ve kişilikleriyle de bu gerçeği yansıtırlar. Caz tutkumun yanı sıra kendi şarkılarını yazan ve bu yönleriyle birer şair kimliği taşıyan sanatçılar,en çok severek dinlediğim ve dinlerken diğer şairler kadar beni etkileyenler olmuşlardır.
Gençlik günlerimde Bob Dylan, Leonard Cohen gibi sanatçıları dinlerken onların diğer popüler şarkıcılardan ne kadar farklı olduklarını ayırt ederek önümde yepyeni bir alanın açıldığına tanık olmuştum.Müzikte vokal olarak tanımlanan sesler, birincisinde neredeyse kulak tırmalayan, ikincisinde ise monoton bir tekdüzeliğe sahip özellikler taşıyordu. Demek oluyor ki dinleyicilerini ses güzellikleriyle tavlama gibi bir dertleri yoktu. Şarkı formatlarına baktığımızda da diğer şarkıcılardan belirgin ayrılıkları vardı. Bunların başında şarkıyı taşıyan nakaratların neredeyse olmayışı ve bunun yerine şiir nitelikli karmaşık söz dizinlerinin yer almasıydı. İngiliz dilinde ‘singer - songwriter’ olarak adlandırılan bu şarkıcı - şarkı yazarları, daha sonraları bu tanımlamayla anılmaya başlandı. Aslında bu sınıflandırma İngilizcede ‘troubadour’, bizdeyse aşık geleneği olarak bilinen geleneğin çağdaş gelişimini tanımlamaktadır. Son dönemde Bob Dylan’ın Nobel edebiyat ödülünü almasıysa bunun en belirgin kanıtı olmuştur.
Burada verdiğim iki örneğin dışında şarkıcı-şarkı yazarı sınıflamasına giren çok sayıda şair müzisyen vardır. Bazı isimler sayacak olursam bunların arasında Woody Guthrie, Bruce Springsteen, Joni Mitchell, John Prine, Townes Van Zandt, Paul Simon, Willie Nelson, Neil Young gibileri ve daha yüzlercesi vardır. Tarz olarak folk müziğinden rock, blues ve caza kadar uzana bir yelpaze içinde yer alan müzisyenler arasında örneğin Patricia Barber, hem çok iyi bir caz piyanist hem de iyi bir söz yazarıdır.
Şiire gelince… Ne zaman ‘günümüz’ ve ‘yerel’ şiirinden sıkılsam sevdiğim klasiklere dönerim. Herkesin ve her şairin birbirini tanıdığı bu küçük adacıkta eleştiri yazmak çok zor bir iştir. Eğer burada yazılarımı devam ettireceksem kaçınılmaz olarak zaman zaman bu alana da gireceğim.
Şimdilik Merhaba!