İlke Gürdal
Akademik Tribün
EMAILINstagram

Sol Taraftar: Tutku ve siyasetin birleşimi

Futbolun olmazsa olmazı taraftar gruplarıdır. Modern futbol, statlara kattıkları coşku ve dinamizm olmadan düşünülemez. Bu taraftar grupları arasında, tezahüratları yalnızca takımlarına sahada enerji vermekle kalmayan, aynı zamanda sosyal adalet, anti-faşizm ve eşitliğe olan bağlılıklarını da yansıtan, kendine özgü solcu bir siyasi duruşa sahip olanlar var.

Sol ideolojideki futbol taraftar grupları, oyuna olan sarsılmaz tutkularını güçlü siyasi inançlarıyla birleştirme konusunda benzersiz bir yeteneğe sahiptir. Bu gruplar genellikle ırkçılık karşıtı, faşizm karşıtı, feminizm, LGBTQ+ hakları ve işçi hakları gibi ilerici ideolojilere bağlılıklarıyla öne çıkmaktadır. Bu taraftarlar tezahüratlarıyla seslerini yükseltmek ve değişimi savunmak için bir platform olarak futbolu kullanıyor. Bu yazıda, sol görüşlü futbol taraftar gruplarının öneminden bahsedip bu tezahüratların saha içinde ve dışındaki gücünden ve etkisinden bahsedeceğiz.

Kimlik İfadeleri Olarak Tezahüratlar

Tribünlerdeki tezahüratlar yalnızca kendiliğinden coşku patlamaları değildir; kimlik ve dayanışmayı ifade etmenin bir aracı olarak hizmet ederler. Sol görüşteki taraftar grupları, futbol stadyumlarını toplumsal bilinç alanlarına dönüştürerek değerlerini ve inançlarını yansıtan tezahüratlar yapıyor. Bu tezahüratlar, taraftarları ortak bir amaç altında birleştiren ve bir aidiyet duygusunu besleyen toplanma çağrılarına dönüşebilmekte. Örneğin, İskoçya’nın Glasgow şehrinin takımı Celtic FC destekçisi taraftar grubu Green Brigade, tezahüratlarını mülteci hakları (Refugees welcome) ve ırkçılığa karşı muhalefet (Say no to racism) gibi sosyal konuları savunmak için kullanıyor ve tezahüratların nasıl sahayı aşabileceğini ve toplumu genel olarak etkileyebileceğinin net bir örneği oluyor. Green Brigade ayni zamanda ‘Filistin için tepki ver’ anlamına gelen ‘Stand up for Palestine’ tezahüratını sürekli yapmakta. Irkçılığa ve Faşizme karşı aynı duruşu Almanya 2.liginde mücadele eden, Hamburg kentinin takımı, FC St. Pauli taraftarlarında da görebiliriz. FC St. Pauli taraftarları aynı zamanda da kapitalizm karşıtı bir tavırla geçmişte G-20 toplantılarını da protesto etti.

Normları zorlamak ve Gündem Belirleme

Sol görüşteki taraftar grupları stadyumları toplumsal normlara meydan okumak ve önemli konuları gündemde tutmak için de kullanırlar. Anti-faşizm mesajlarını tekrarlayarak, aşırılık yanlısı ideolojileri reddetmekte ve hoşgörüyü desteklemektedirler. Benzer şekilde, işçi haklarını savunan tezahüratlar da sol siyasetin temel değerleriyle örtüşüyor. Bu tezahüratlar sadece futbol bağlamında güçlü bir protesto biçimi olarak hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda sosyal adalet ve eşitlik hakkında daha geniş konuşmaları ateşleme potansiyeline de sahiptir.

Buna örnek olarak özellikle Katardaki dünya kupası öncesi açılan ve stadyumların yapım aşamasında ölen işçilere ithafen açılan “İşçi hakları insan haklarıdır”(Workers Rights are Human Rights) pankartları farklı stadyumlarda görüldü. Aynı zamanda bazı taraftar grupları yükselen aşırı sağ hareketlere tepki olarak “Anti-Fascista” (Anti-Faşist) ve İspanya İç Savaşı ile özdeşleşen ‘No Pasaran’ (Faşizme Geçit Yok) tezahüratı yapıp, bu tarz mesaj içeren pankartlarını sürekli olarak maçlarda sergilemekte. İtalya’daki Toskana bölgesinin Livorno takımı bunun en net örneklerinden biri. Yıllardır net bir şekilde ‘kızıl’ duruşunu koruyan taraftarlar faşizm karşıtı bir duruş olarak bazı maçlardan önce ‘Ciao Bella’ şarkısını söylemekte.

Toplumsal Aktivizmin Araçları Olarak Tezahüratlar

Sol görüşlü futbol taraftar grupları, stadyum içindeki etkilerinin ötesinde, tezahüratlarını toplumda somut bir değişim yaratmak için de kullanıyor. Gerek ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmak gerekse dışlanmış toplulukları savunmak olsun, sol taraftar grupları ortak seslerinin gücünü anlamakta. Sessiz kalındığı takdirde bu grupların dışlanması ile sonuçlanacak konulara dikkat çekmek için futbolun popülaritesinden yararlanmaktalar. Özellikle İngiltere (Premier) ligindeki takımların taraftar gruplarında homofobi karşıtı bir tavır ve LGBTQ hareketine destek niteliğinde pankartlar sık sık görülebilmekte. Bunların bazıları “Love is love”(Aşk aşktır) ve “Football is for everyone ”(Futbol herkes içindir) gibi pankartlar ve aynı zamanda kaptanlık pazubandında LGBTQ hareketi ile sembolleşmiş gökkuşağı motiflerinin yer alması olarak göze çarpıyor.

Sonuç olarak

Sol görüşteki taraftar grupları ve onların söylemleri, potansiyel olarak daha geniş bir toplumsal değişime ilham verme kapasitesine sahiptir. Çeşitlilik ve kapsayıcılık konusundaki savunuculukları, futbolun popülerliği düşünüldüğünde futbol sahasının çok ötesinde yankı uyandıran güçlü bir mesaj gönderiyor. Bu gruplar görünürlük ve destek kazandıkça, verdikleri mesajlar daha da önemli hale gelmekte.

Olumlu değişim için futbol platformunu kullanmaya olan niyetleri spor alanındaki birlik ve aktivizm potansiyelinin bir kanıtı olarak hizmet ediyor. Bu taraftar grupları seslerini yükseltmeye devam ettikçe futbolun sadece bir oyun olmadığını hatırlatmakta toplumsal muhalefette de etkin olabileceğini bize göstermekte.  Toplum nezdinde dönüşüme ilham vermek için ve bir kısmı pek de politize olmamış futbol meraklısı kitleleri düşüncesel olarak etkileme konusunda da araç olabileceklerinin işaretlerini de bize vermektedirler.

Yeni sayımızdan haberdar olmak için kaydolun.
Thank you! Your submission has been received!
Oops! Something went wrong while submitting the form.

YAZILAR

03-Eylül '23

03-Eylül '23

03-Eylül '23